Yeni Koronavirüs Hastalığı ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür.

KORONAVİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN PERTİON DİYALİZİ HASTALARINA ÖNERİLER

Doç.Dr.Melike Betül ÖĞÜTMEN
Sağlık Bilimleri Ünv.Haydarpaşa Numune EAH Nefroloji Klinik Şefi 

Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19), ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür[1].

Salgın başlangıçta bu bölgedeki deniz ürünleri ve hayvan pazarında bulunanlarda tespit edilmiştir. Daha sonra insandan insana bulaşarak Vuhan başta olmak üzere Hubei eyaletindeki diğer şehirlere ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine ve diğer dünya ülkelerine yayılmıştır[1,2]. Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen COVID-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart 2020'de açıklanmıştır. Ülkedeki virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart 2020'de gerçekleşmiştir. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Nisan 2020'de yaptığı açıklamada koronavirüs vakalarının tüm Türkiye'ye yayıldığını açıklamıştır[3].

Koronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. İnsanlarda, birkaç koronavirüsün soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir. Yeni Koronavirüs Hastalığına SAR-CoV-2 virüsü neden olur[3].

Belirtisiz vakalar olabileceği bildirilmekle birlikte, bunların oranı bilinmemektedir. En çok karşılaşılan belirtiler ateş, öksürük ve nefes darlığıdır. Şiddetli vakalar zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilmektedir[4].

Hasta bireylerin öksürmeleri aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaşır. Hastaların solunum parçacıkları ile kirlenmiş yüzeylere dokunulduktan sonra ellerin yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağıza götürülmesi ile de virüs alınabilir. Kirli ellerle göz, burun veya ağıza temas etmek risklidir [3].

Hastalıktan En Çok Etkilenen Kişiler:

• 60 yaş üstü olanlar

• Ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları olan insanlar: Kalp hastalığı, Hipertansiyon, Diyabet, Kronik Solunum yolu hastalığı, Kanser, Böbrek hastalığı gibi

• Sağlık Çalışanları

Kronik böbrek hastalarına (hemodiyalize giren, periton diyalizi yapan ya da böbrek nakli olan) COVID-19 bulaşma riskinde artış gösterilmemiştir fakat hastalık kapıldığında diğer kişilere nazaran daha ağır seyretme olasılığı söz konusudur. Bu nedenle hastalarımızın aşağıda sıralanan önerilere dikkatlice ve harfiyen uymalarının, öncelikle kendilerinin daha sonra da aile, sağlık personeli ve toplumu korumak adına önemli olacağını düşünmekteyiz.

Periton Diyalizi hastalarının korona virusa karşı alması gereken ek önlemler

Periton diyalizi yapan hastalarımızın evde kalarak diyaliz tedavilerini devam ettirebildiklerinden enfeksiyon kapma riski açısından daha güvenli sayılabileceği düşünülmektedir. Buna rağmen önerilen tedbirlere uymak, riski sıfıra indirmek açısından önemli olmaktadır. Aşağıda periton diyalizi yapan hastalarımız için harfiyen uyulması gereken önlemler sıralanmıştır.

1. El temizliğine dikkat edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalıdır. Antiseptik veya antibakteriyel içeren sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterlidir. Periton diyalizi hastaları diyalizi yapmaya başlamadan önce periton hemşiresi tarafından kendisine

verilen talimatlara da uyarak el hijyenini muhakkak korumalıdır. El hijyeninin, karın zarı iltihabından (peritonit) koruduğu gösterilmiştir. Hijyen kurallarına bütünüyle uymamak, peritonit riskini ve hastane yatış ihtimalini arttıracağından, hastane başvurusuyla birlikte koronavirüs riskini de arttıracaktır. Bu nedenle el temizliği konusundan daha fazla özen gösterilmelidir. Temas edilen yerler ve yüzeyler dezenfektan sıvılarla temizlenebilir. Periton diyalizi yapılan odanın temizliği sağlanmalıdır ve sık sık havalandırılmalıdır.

• Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.

• Hasta insanlarla temastan kaçınmalıdır (mümkün ise en az 1,5 m uzakta bulunulmalı).

• Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra eller sık sık temizlenmelidir.

• Hastaların yoğun olarak bulunması nedeniyle mümkün ise sağlık merkezlerine zorda kalınmadıkça gidilmemeli, sağlık kuruluşuna gidilmesi gereken durumlarda diğer hastalarla temas en aza indirilmeli ve tıbbi maske kullanılmalıdır. En az bir aylık periton sıvısı evde hazırda bulundurmak, hastaneye başvuru sayısını azaltacak ve sokağa çıkmanın mümkün olamayacağı durumlarda elverişli konumda olmamızı sağlayacaktır. Takip edilen ilgili nefroloji kliniğinin de önerileri doğrultusunda, aylık yapılacak olan kontrollerin ertelenmesi mümkün olabilir. Acil durum ya da ek anormallik olduğunda, ilgili kliniğin periton diyaliz hemşiresi ya da doktoru ile telefon üzerinden irtibat kurulabilir. Düșmeyen ateș, öksürük ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kurulușuna başvurulmalıdır.

• Öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağız tek kullanımlık kağıt mendil ile örtülmeli, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içi kullanılmalı, mümkünse kalabalık yerlere girilmemeli, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burun kapatılmalı, tıbbi maske kullanılmalıdır.

• Çiftlikler, canlı hayvan pazarları ve hayvanların kesilebileceği alanlar gibi genel enfeksiyonlar açısından yüksek riskli alanlardan kaçınılmalıdır.

• Seyahat sonrası 14 gün içinde herhangi bir solunum yolu semptomu olursa maske takılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı, doktora seyahat öyküsü hakkında bilgi verilmelidir.

• Havlu gibi kișisel eșyalar ortak kullanılmamalıdır. Kıyafetler 60-90 derecede normal deterjanla yıkanmalıdır.

• Dengeli beslenmeli, uyku düzeninize dikkat edilmelidir.

2. Diyalize giren hastalar kanlarında bulunan üre, kreatinin gibi zararlı maddeler nedeniyle tüm infeksiyonlara karşı ateş tepkisi veremeyebilirler. Koronanın en önemli belirtisi olan ateş diyaliz hastalarında görülmeyebilir. Bu nedenle koronanın ateş dışı belirtileri olan solunum sıkıntısı, öksürük, bulantı daha fazla önemsenmelidir. Diyaliz hastalarının çoğunun hiç idrarı yoktur bu nedenle aldıkları tüm sıvı vücutlarında kalır, öksürük ve nefes darlığına sebep olur. UF miktarında azalma ve kuru kiloda artış olması sonucu olabilecek nefes darlığı şikayeti mutlaka koronaya bağlanmamalıdır. Bu nedenle bu tip durumlarda öncelikle periton hemşiresi ile irtibata geçmek uygun olabilir. Sağlıklı insanlara göre bağışıklık sistemleri biraz daha baskın olduğu için periton diyalizi hastalarının dezenfeksiyon kurallarına daha sıkı uymaları gerekir.

3. Ateş, öksürük, balgam, kas ağrısı var ise ya da yakın temasta olduğumuz kişilerde Covid-19 enfeksiyonu tanısı var ise en yakın sağlık kuruluşu (acil ya da Covid polikliniğine) başvurulmalıdır.

4. Eksik ve raporlu ilaçlar bu periyotta, Sağlık Bakanlığının temin edeceği süre içerisinde eczanelerde reçetesiz alınabilmektedir. Bu nedenle reçete yazılması için hastane polikliniklerine başvurulması gerekli değildir.

5. Ertelenmesi problem yaratmayacak sağlık problemleri/operasyonlar, ilgili doktor ile görüşülerek askıya alınabilir. Sosyal hayatta, temas gerektirecek ya da toplu ortama girmemizi gerekli kılacak ertelenebilir işler bu süreç içerisinde ertelenmeli ya da başka bir kişi vasıtasıyla halledilebilir. Bu süreç içerisinde önemli olmadığı sürece sosyal hayata karışmamamız ve dışarıya çıkmamamız önemlidir.

6. Periton diyalizi hastalarının kan değerleri, fosfor, potasyum, kalsiyum, Parathormon, Ferritin, Folik asit, Vitamin b12, D vitamini, albümin gibi parametrelerinin uygun aralıkta olması, hastalığa karşı direnci arttıracaktır. Bu nedenle doktor tarafında bu parametreleri uygun aralıkta tutmaya yarayan ilaçlar ihmal edilmemeli ve aksatmadan kullanılmalıdır. Tansiyon ilaçları düzgün saatinde alınmalı ve tansiyon değerlerinin 140/90 altında olduğundan emin olunmalıdır.

7. Periton diyaliz seansları aksatılmamalı ve usulüne uygun şekilde yapılmaya devam edilmelidir. Aksi durum hastaneye başvuruyu gerekli kılabileceğinden enfeksiyon/temas riskini arttırabilir.

8. Beslenme; Enerji (kalori) ihtiyacı yaş, kilo ve günlük faaliyet durumuna göre değişir. Periton diyalizi hastalarının diyetinde su ve sıvı gıdalar; En sık rastlanılan sorun alınan sıvının miktarı ile ilgilidir. Diyalizde geçen süre ilerledikçe pek çok hastanın idrarı tamamen kesilir. İçilen su ve diğer alınan sıvılar vücutta birikir. 1-2 gün içinde kilonuzun artması ve vücudunuzda şişliklerin ortaya çıkması aldığınız suyun çok fazla olduğunu gösterir. Genel olarak yemekler de dahil bir günde 1000 - 1500 ml civarında sıvı almalısınız. Ancak her gün tartı ile takip ettiğiniz kuru ağırlığında bir artış ya da vücutta ödem tespit ederseniz daha az sıvı almalısınız. Aksi durumda hem su fazlalığına bağlı sorunlar (bacaklarda şişlik, tansiyon yüksekliği, nefes darlığı vb.) ortaya çıkar; hem de diyaliz sırasında daha fazla suyun çekilmesine bağlı olarak, adale krampları ve tansiyon düşüklüğü gibi rahatsız edici belirtiler görülür. Susandığında su içmek yerine buz kalıpları ya da sakız kullanmak faydalı olabilir. Periton diyalizi hastalarının diyetinde tuz; yeterli miktarda atılamayacağı için vücudunuzda birikir ve bu durum suyunda birikmesine yol açar. Tansiyonunuzu yükseltir ve kalp yetersizliğine sebep olabilir. Bu nedenle tuz kısıtlaması yapmak gereklidir.

9. Periton diyalizi hastalarının diyetinde potasyum idrarla atılamadığı için kan potasyum düzeyi yükselir ve hayati tehlikeler yaratır. Dikkat etmeniz gereken nokta aldığınız besinlerdeki potasyum miktarıdır. Fazla potasyum içeren (süt, patates, muz, portakal, kurutulmuş meyveler, baklagiller, özellikle unutulmamalı hazır meyve suları) besinlerden kaçınmalısınız. Ayrıca fosfor yükseltici kaşar/keçi peyniri, ayçiçek yağı, işlenmiş et ürünleri (salam sosis sucuk) tüketimi sınırlandırılmalıdır.

10. Doktor önerisi ile kullanımı elverişli görülmüş probiyotik prebiyotik vitamin kompleksleri kullanılabilir. İçerik açısından diyaliz doktorundan görüş alınmalıdır.



338 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın