Diyabetli kişilerin yaptırması gereken düzenli kontroller nelerdir? Diyabete bağlı kronik olaylar, yıllar içinde çok yavaş olarak ilerlemekte, erken dönemlerde hiçbir belirtiye neden olmadığı için hastalarca önemsenmemektedir.

Diyabet Hastalığında Sıkça Sorulan Sorular

Diyabetli kişilerin yaptırması gereken düzenli kontroller nelerdir?

Diyabete bağlı kronik olaylar, yıllar içinde çok yavaş olarak ilerlemekte, erken dönemlerde hiçbir belirtiye neden olmadığı için hastalarca önemsenmemektedir. Belirtiler ortaya çıktığında ise çoğu zaman tedavi yönünden yapılabilecek girişimler sınırlı olmaktadır. Bu nedenle tüm diyabetliler teşhisten itibaren yakınmaları olmasa da bu yönden muayene ve tetkikleri yapılmalı, bu tetkikler yılda 1 kez tekrarlanmalıdır.

 Diyabete bağlı olarak ortaya çıkan kronik bozukluklarda (komplikasyonlarda) nelere dikkat etmek gerekir?

Diyabete bağlı kronik komplikasyonların ortaya çıkışı ile kan şekeri kontrolünün yakın ilişkisi vardır. 10 yıl süren ve 1000’den fazla insülin kullanan diyabetlinin izlendiği bir çalışmada, kan şekeri daha iyi kontrol edilen diyabetlilerde, diyabete bağlı göz, böbrek ve sinir bozuklukları çok geç ortaya çıkmış, daha yavaş ilerlemiş ve daha hafif seyretmiştir. Bu çalışmanın sonuçları tedavide bir çığır açmış, tedavinin hedeflerini saptama, hastayı izleme konusunda yeni hedefler oluşturmuştur. Kronik komplikasyonların önlenmesi ve kontrolünde kan şekeri kontrolünün yanında kan basıncı, kan yağları(lipid kolesterol, trigliserid değerleri) ve beslenme şekline de dikkat etmek çok önemlidir.

Diyabete bağlı göz bozuklukları nasıl ortaya çıkar ve nasıl takip edilmelidir?

Diyabete bağlı göz bozuklukları, gözdeki damarların yüksek kan şekeri nedeni ile hasar görmesi ile ortaya çıkar. Önce, damarların duvarı zayıflar kesecik tarzında oluşumlar ortaya çıkar. Bunlara mikroanevrizma denir.Daha sonra bu zayıf bölgelerden serum ve kan sızar, bozulan damarın beslediği bölgede kansızlık sonucu yeni bulgular ve yeni damarlar ortaya çıkar. İleri dönemlere kadar görme pek bozulmaz. Görme bozukluğu ortaya çıktığında ise tedavi zorlaşır.

Tip 1 diyabetli hastalarda tanıdan 5 yıl sonrasında başlayarak ergenlik döneminden itibaren senede bir kez göz taraması yapılmalıdır. Tip 2 diyabetli hastalarda ise, ilk tarama tanıda yapılmalı eğer bir bulgu saptanmamışsa yılda bir, uzun süredir diyabetli olan hastalarda ise 3-6 ayda bir göz taraması yapılmalıdır.

 Diyabete bağlı nöropati nedir? Nöropatisi olan kişiler nelere dikkat etmelidir?

İyi kontrol edilmeyen diyabete bağlı sinir dokusu bozulması sinir sistemini etkileyebilir. Buna diyabete bağlı nöropati denir.

Nöropati, ellerde, ayaklarda, mide barsak sisteminde, idrar, dışkılama ve cinsel fonksiyonlarda, kan basıncı, kalbin çalışması ve terlemede değişiklik oluşturabilir. Bunlardan en önemlisi ayak sinirlerinde olanıdır. Ayağın dokunma, ağrı, hareket, ısı hissetme işlevleri bozulabilir. Ağrıyı hissetmede azalma, üşüme veya yanma, uyuşma, karıncalanma, iğnelenme ve ayak ağrısı ortaya çıkabilir. Ağrı ve dokunma hissinin azalması, ayak yaralanmalarındaki ağrıyı azalttığı için yaralarda eenfeksiyon ortaya çıkmakta ve tedavisi güçleşmektedir.

Nöropati saptanan kişiler ayak bakımını çok daha dikkatli yapmalıdırlar. Ağrı, yanma ve uyuşma yakınmaları bazen insülin tedavisi ve çok iyi kan şekeri kontrolü ile kaybolabilmektedir. Nöropati tedavisi için bazı ilaçlar araştırılmakta ve umut verici sonuçlar elde edilmektedir. Doktorunuz bu konuda size yardımcı olacaktır.

Damar sertliği ne demektir? Nasıl oluşur? Ne gibi sonuçları vardır?

40 yaşından sonra ortaya çıkan diyabette büyük damar bozuklukları daha sıkça görülmektedir. Büyük damar hastalığının buradaki adı ateroskleroz yani damar sertliğidir.

Damar sertliğinin oluşumunu artıran risk faktörleri şunlardır:

·         Yüksek Tansiyon

·         Kanda kolesterol ve trigliserid artışı

·         Aşırı kilo

·         Hareketsiz yaşam

·         Stresli psikolojik yapı

·         Ailede damar sertliğinin fazla oluşu

·         Sigara

Bu hastalık, kalbin damarlarını etkileyerek yürürken, merdiven çıkarken, nefes darlığı, göğüs ağrısına neden olmaktadır. Bazen damarların tıkanması, enfarktüs olarak kendini gösterebilmektedir. Enfarktüs diyabetli kişilerde ağrı olmadan veya terleme, fenalık, bulantı gibi hafif belirtilerle de kendini gösterebilmektedir.

Beyin damarlarında daralma ve tıkanmalara bağlı olarak ani baş dönmeleri vücudun bir yarısında felç ve yarı felçler, ayak damarlarındaki daralmaya bağlı olarak yürürken baldır ve uylukta ağrı, ayaklarda kılların dökülmesi, tırnakların geç uzaması, yaraların geç iyileşmesi şeklinde belirtiler olabilir. Bu organların etkilenmesi sadece kan şekerine bağlı değildir. Bu nedenle diyabetlilerde, kalp hastalıklarının ve yukarıda sayılan diğer risk faktörlerinin varlığı da önemlidir. Çünkü bu faktörler iyi yönde değiştirilebilmekte tedaviyle düzeltilebilmektedir. Düzeltilebilen bu nedenlerin araştırılması ve erkenden tanı konması çok önemlidir.

Diyabete bağlı böbrek bozuklukları nedir? Nasıl meydana gelir?

Böbreklerimiz, idrarı oluşturan zararlı maddelerin vücuttan atıldığı organdır. Yıllar içinde böbreklerin küçük damarlarındaki etkilenmeye bağlı olarak ilk önce normal idrar tahlili ile saptanamayan küçük miktarda protein çıkışı ile sorun başlar; buna mikroalbuminüri denir. Özel laboratuvar araştırmaları ile tanı konulur. Bu erken devrede hastada böbrek bozukluğuna ait hiçbir belirti yoktur. Bu devredeki bozukluk saptanır ve etkin olarak tedavi edilirse böbreklerdeki harabiyet durdurulabilir ve iyileştirilebilir.Bu dönemde, diyette proteinin ve tuzun kısıtlanması, çok iyi kan şekeri kontrolü, yüksek tansiyonun tedavisi ve idrar yollarında iltihap varsa tedavi edilmesi önemlidir.

Böbreklerdeki bozukluk ilerlediğinde kanda üre yükselir, kan basıncı artar. Vücutta, ayaklarda şişmeler başlar, idrar miktarı zamanla azalır. Son dönemde, hasta, suni böbrek cihazı denen diyaliz ile yaşamını sürdürür. Diyaliz hem pahalı hem de kullanıcının yaşamını bir ölçüde de kısıtlayan bir sistemdir. Son yıllarda, diyabet hastalarına da böbrek nakli yapılabilmektedir. Böbrek bozukluğundan korunmada kan şekerinin normal seyretmesi ve düzenli kontrol muayeneleri önemlidir.

Diyabetli kişide ayak bakımının önemi nedir?

Yıllar içinde diyabetlilerin ayaklarında gelişen sorunlar görülebilir. Vücudun ağırlığını taşıyan ve en çok baskı altında kalan organlardan biri olan ayaklar, kolaylıkla yaralanabilir. Bu nedenle ayak bakımına özel dikkat gerekebilir. Diyabetli kişilerde, kan şekeri iyi kontrol edilmezse ortaya çıkabilecek ayak ve bacak damarlarındaki daralma ve benzeri dolaşım bozuklukları nedeni ile ayak problemleri çıkabilir.

Diyabette ayak ile ilgili sorunlar neden görülür?

Diyabet, yaşlanma, sigara gibi nedenlerle bacak damarlarında sertleşme, kireçlenme ve dolaşım bozuklukluğu ortaya çıkabilir.

Tedavisiz ve kontrolsüz diyabette bacak ve ayaklardaki sinirlerin işlevleri bozulmakta, ağrı, sıcaklık ve dokunma hissinde azalma olabilmektedir (nöropati). Bunun sonucunda ayaklardaki yaralanmalar hissedilmemekte, fark edilememekte, sonrasında olaya enfeksiyon (iltihap) eklenmekte ve fark edildiğinde de tedavisi zor olmaktadır.

Unutulmaması gereken nokta; vücudun ağırlığını taşıyan ve en çok baskı altında kalan organlardan biri olan ayakların, yaralanmalara en açık organ olduğudur.

Bahsedilen risk faktörleri, hastalıkla uzun süre beraber yaşayan ve kan şekeri kontrolü iyi olmayan hastalarda daha sık görülmektedir.

Nöropati ile ayak yaraları nasıl oluşur?

Ayaklara batabilen çivi, iğne gibi yabancı cisimlerin ağrısı hissedilmez, iltihaplara zemin hazırlar.

Çoraplardaki kıvrımlar, ayakkabı yaralamaları (vuruklar) ayakkabı içinde unutulmuş küçük kum ve v.b. maddeler, ayaklarda tahriş ve küçük yaralanmalara neden olabilmekte ancak bunların ağrısı hissedilmediğinden olay ilerlemektedir.

Ayaklarının üşüdüğünden yakınan ve ısınmak için ayaklarını soba ve kalorifere yaklaştıran diyabetlide yanık ortaya çıkabilmektedir.

Tırnak batmaları ağrı vermediğinden olaya enfeksiyon eklenmesi ve ayağın şişmesi ile hasta olayın farkına varmaktadır.

Ayak sorunlarının büyük çoğunluğu, uygun olmayan, yetersiz ayak bakımı ve ayakkabı sorunları ile ortaya çıkmaktadır. Tırnakların yanlış kesilmesi, tırnak batması, nasırlar, ayaklarda kesik, ayakkabı vurmaları, yanıklar, parmak aralarındaki mantarlar en sık rastlanan ayak yarası nedenleridir.

Ayak sorunları/yaraları nasıl önlenebilir?

Diyabetli kişi doktoruna gittiğinde ayaklarını muayene ettirmeli, nöropati, dolaşım bozukluğu olup olmadığını öğrenmelidir.

Ayakların günlük bakımını ihmal edilmemelidir. Günlük bakım için aşağıdakiler uygulanabilir:

Hergün ayaklar ılık (suyun sıcaklığını dirseğinizle kontrol edin) su ile ve sabunla yıkayın. Yumuşak, temiz bir havlu ile iyice kurulayın. Ayaklar kuruyorsa nemlendirici bir krem kullanılabilir.

Ayak tabanı bir ayna yardımı ile muayene edilmelidir. Su toplamaları varsa bunlara dokunulmamalıdır. Tırnaklar törpü ile kısaltılmalı ve düz olarak kesilmelidir. Tırnaklar içe kıvrılıyorsa doktora gösterilmelidir. Nasır varsa bunları jiletle kesilmemelidir.

Çıplak ayakla dolaşılmamalıdır.

Ayaklar üşüyorsa yün çorap giyilmelidir, elektrikli battaniye, kaynar su torbası, seyyar ısıtıcı ile ayak ısıtılmamalıdır.

Ayakkabı yumuşak, orta büyüklükte topuk yüksekliği olan, sıkmayan gevşek de olmayan bir ayakkabı olmalı, ayağı terletmemelidir. İlk alındığında ayakkabı günde en fazla 2 saat giyilmelidir.

Ayakkabı giyilmeden önce (çivi, taş, kum parçaları, diğer yabancı cisim yönünden) içini elle kontrol edilmelidir.

Ayak yaralanmaları varsa ne yapılmalıdır?

İlk yapılacak olan dinlenmek ve yürümemektir. Ayak yarası baskı altında kaldığında iyileşmemektedir. Bunun yanında tendürdiyot, mersol, oksijen gibi maddeler ve merhemler kesinlikle doktor kontrolü ve önerisi olmadan kullanılmamalıdır. Bir gün bile gecikmeden doktora müracaat edilmelidir.



372 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın